20 Mayıs 2009 Çarşamba

Bakara 161;162;163

Küfredip kâfir olarak ölenlere "gelince, Allah'in meleklerin ve insanların hepsinin la'neti işte onlaradır.

Allah'ı ve onun indirdiği ayetleri ve onun gönderdiği Peygamberleri inkâr eden gizleme tarafına giden kişilerden bahsediliyor. "Küffarın" Türkçe karşılığı gizleyen manasınadır. Onun içindir ki Arap çiftçiye de kâfir der. Toprağın içinde buğdayı gizlediğinden dolayı. Küfretmek giz­lemek demektir. Biz de yani Türkçede. Bu bana küfretti derken onun an­lamı sövdü demektir. Küfretmek Arabın dilinde gizlemek manasına geli­yor. Yani bu adamlar aslında Allah'ın varlığını biliyorlar, birliğini de bili­yorlar. Fakat çıkarlarına ters düştüğünden dolayı bilmemezîikten, görme-mezlikten geliyorlar. Onun için kâfir kelimesi bunlara kullanılmıştır.

Kâfir olanlar, kâfir olarak da ölenler, işte onlara Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların la'neti vardır. Allah'ın la'neti, meleklerin laneti ve bü­tün insanların la'neti onlar üzerinedir. Kâfir olan ve kâfir olarak ölenler içindir diyor Allah (cc).

Buna benzer bir mana 159. ayette de geçmişti.

Allah'ın apaçık olarak indirmiş olduğu âyetleri gizleyenler için de bir la'net vardı. Orada yektümüne diyor Rabbim. Allah'ın Kur'ân-ı Kerim'inde indirdiklerini insanlardan gizleyenlere, veya bir zamanlar Tevrat'ın âyetlerini insanlardan gizleyenlere, İncil'in ayetlerini insanlardan gizle­yenlere, o gizleyenlere Allah'ın ve lanet edebilen herkesin laneti olsun diyor.

Bu ikisini mukayese ettiğimizde, kâfirin la'netinden, Allah'ın Kitabındaki âyetleri gizleyen kişinin la'netinin daha fazla olduğunu görüyo­ruz.

Burada kâfirler için Allah la'net eder, melekler la'net eder, insanlar la'net eder diyor.

Fakat öbüründe ise yani yukarıdaki 159. âyet-i kerimede ise Allah la'net eder. La'net edebilen her şey ona la'net eder. Kimdir bu lanet eden­ler? Hani burda zikredilmeyen cinler vardır. Onlar la'net eder. Hayvanlar la'net eder, nebatat la'net eder, denizdeki balıklar, havadaki kuşlar herkes her şey ona la'net eder.

Niye onunki daha fazladır? Çünkü kâfirlerin de kulaklarına Allah ke­lamının varmasını engellemiş oluyor onlar. Yani Allah'ın âyetlerini gizle­yenlerin cürmü, suçu kâfirlerin suçundan biraz daha fazla oluyor. Mesela bir adam düşünün ki, kâfir fakat bilgisizliğinden kâfir. Yani İslâm ona ulaştırılmamış. Fakat onun bitişiğinde aynı dairede yan yana oturmakta veya karşı karşıya oturmakta Müslüman diye bildiğimiz bir adam var. On sene beraber kalmışlar ve bunun Müslüman olduğunun farkına varama­mış öbür adam. Ve bu adam ona bir tek kelimeyi duyurmamış. Bu adam­la öbürünü ikisini beraber aynı Cehenneme gönderirler. Ve bunun yeri bi­raz daha derinde olur.

Onun için Allah (cc), Allah'ın âyetlerini gizleyenlerin cürmünün, Al­lah'ın âyetlerini inkâr edenlerinkinden fazla olduğuna işaret ediyor bu ifa­deyi kullanmakla.[295]



O la'nette ebedî kalıcıdırlar. Onlardan azap hafîletilmez ve yüzlerine de bakılmaz.


Orada ebedi kalırlar, azapları hafifletilmez, onlara bakılmaz da diyor. Yani onların azapları hafifletilmez. Bakılmaz da derken hani bunu Türkçede kullanırız. "Yüzüme bile bakmadı" diyoruz. "Yüzüme bakma­dı" cümlesi illâ bakmayı kasdetmiyor. Yani yardım elini uzatmadı, para göndermedi, mektup göndermedi, beni kurtarmak için uğraşmadı hepsini birden ifade etmek için yüzüme bakmadı kelimesini kullanıyoruz.

Ve burada da Allah (cc), o kâfir olanların Cehennemde ebedi olduk­larını ve onların yüzlerine de bakılmayacağını, bakılmıyacağmdan kasıt şöyle bakmaktan ziyade yani orada hiçbir şekilde onlara serinlik verilmeyecek ve rahatlatıcı hiçbir haber veya görüntü de onlara gösterilmeyecek­tir.

Peki başkası onlara yardım edebilir mi? Mümkün değil.[296]



Sizin ilahınız tek bir ilahdır. Ondan başka ilah yoktur. Esirgeyendir. Bağışlayandır.

Sizin ilâhınız bir tek ilahdır. O gün mülkün sahibi kimdir? Mülkiyet kime aittir? Tek olan ve herşeyi otoritesi altında tutan Allah (cc)'e aittir diyor. Allah (cc) şu [297]

Sizin ilahınız bir tek ilahdır. Yani sizi yaratan,sizi yaşatan ve sizi yöneten birdir. Allah'dan başka ilah yoktur. Ondan başka ilah yoktur. O Rahmandır. Yeryüzünde mü'minle kâfir.ayırımı yapmadan havayı, suyu, kanı, teni, bedeni, tırnağı, saçı, başı, kolu verir. Evlat verir, mal verir. Ama Rahimdir. Ahirette mü'minle kâfiri birbirinden ayırt eder. Suçlu ile suçsuzu, zalimle mazlumu ayırd eder. Herkesin durumuna göre orada muamele eder.

Lâ ile nefyi vücud etse eğer bir münkir

Yine Mevîâya döner kurtulamaz illadan

Bunun tefsirini daha Fatiha'mn başında açıklamıştık.[298]

1 yorum:

  1. Enes bin Malik hazretleri Rasülüllah (s.a.v) in şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir:

    "Yalnız kaldığında kendisini Rabbine isyan etmekten alıkoyacak kadar takvası olmayan bir kimsenin yapacağı amellerin Allah nezdinde ne kıymeti olabilir ki?!"

    MKO

    YanıtlaSil