29 Haziran 2009 Pazartesi

Bakara; 231,232

231-Böylece, kadınlarınızı boşadığınızda ve onlar bekleme sürelerinin sonuna yaklaşmak üzere iken onları ya güzellikle alıkoyun ya da güzel bir şekilde bırakın. Ama, arzuları hilafına, eziyet etmek için alıkoymayın: Çünkü, böyle bir davranışta bulunan, (yalnızca) kendisine haksızlık etmiş olur. Ve Allah'ın [bu] mesajlarını önemsemezlik yapmayın; Allah'ın size lütfettiği nimetleri ve size öğüt için indirdiği vahyi ve hikmeti hatırlayın; Allah'a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun, ve bilin ki Allah her şeyin aslını bilir.

Kadınlarınızı boşadığınızda, Allanın kendileri için tayin etmiş olduğu te­mizlenme sürelerini yahut aylanın tamamlayınca onları ya örfe göre bakımlarını temin etmek ve kendileriyle iyi geçinmek üzere tutun yahut da mehillerini, na­fakalarını ve diğer haklanın vererek bırakın. İddet süresini uzatarak yahut onla­ra verdiğiniz bazı şeyleri geri alarak onlara zarar vermek için tutmayın. Bu tak­dirde Allahin koymuş olduğu sınırları aşmış olursunuz. Kim kadına sırf zarar vennek için, boşadıktan sonra tekrar ona dönerse günahkâr olur, cezayı hak eder ve böylece kendisine zulmetmiş olur. Allahın indirdiği âyetleriyle alay etmeyin, onları eğlenceye almayın. İslam dini sebebiyle Allahın üzerinizde olan nimetini, size indirmiş olduğu Kur´anı ve Peygamberin size getirmiş olduğu sünnetleri ha­tırlayın. Allah size, indirdiği bu Kur´anla öğüt verir. Allahın emirlerini tutup ya­saklarından kaçınarak ondan korkun ve bilin ki Allah, hayır, şer, gizli ve açık bütün amellerinizi çok iyi bilendir. O, iyiliğinize karşı sevap, kötülüğünüze kar­şı da ceza verecektir.

İbn-i Abbas diyor ki: "Kişi karısını boşar sonra iddetini tamamlamadan ona döner sonra tekrar boşar ve bunu da o kadına zarar vennek ve başkasıyla evlenmesine engel olmak için yapardı. İşte bu âyet bunun üzerine nazil oldu.

Mesruk, Hasan-ı Basri, Zühri, Katade, Sevr b. Zeyd, pehhak, Abdülaziz ve Atiyye de âyet-i kerimenin nüzul sebebi olarak Abdullah b. Abbasın zikretti­ği hususu söylemişlerdir. Kadını engelleyici ve zarar verici bu boşama şekline denilmektedir. Mücahid talak-ı dırarı izah ederken şöyle demiştir:

"Kişi hanımını boşar ve onun iddetinin son gününde ona döner. Öyle ki karısına zara vernıek için onu dokuz ay böyle tutar."

Âyeti kerimede "Allahın âyetlerini alay konusu yapmayın." buyurulmaktadır. Yani Allanın koyduğu sınırlarla, helalleri haramları, emirleri ve ya­saklan arasına koyduğu hudutlarla alay etmeyin. Çünkü Allah sizlere kitabının âyetlerinde hangi tür boşamalarda tekrar hanımlarınıza dönebileceğinizi ve han­gi tür boşamalarda dönemeyeceğinizi beyan etmiştir.

Hasan-ı Basri diyor ki: "Resulullah dönminde öyle insanlar vardı ki, kişi hanımını boşuyor veya kölesini azad ediyordu. Ona "Sen ne yapıyorsun?" deni­lince de "Ben ancak şaka yaptım, eğlendim." diyordu. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.) buyurdu ki: "Kim şakadan karısını boşayacak olursa veya kölesini azad edecek olursa bu davranışı onun aleyhine olmak üzere geçerlidir." Hasan-ı Basri âyetin bu bölümünün bu gibi insanlar için nazil olduğunu söyle­miştir.

Âyeti kerimede "Allahın, üzerinizdeki nimetini ve size indirdiği ki­tap ve hikmeti hatırlayın." Duyurulmaktadır. Burada zikredilen "Nimet´.´ten maksat, İslam dini ve Allahın bu ümmete, özellikle verdiği diğer nimetlerdir. Bunları anmak ise Allaha emirlerinde itaat edip yasaklanndan kaçınarak şükret­mekle olur. Buradaki "Kitap"tan maksat, Kur´an-ı Kerim "Hikmef´ten maksat ise Resulullahm sünnetidir. "Hikmet" kelimesinin ne gibi mânâlara geldiği "Si­ze kitap ve hikmeti öğreten âyetinin izahında zikredilmiştir.


232-Kadınları boşadıktan sonra, bekleme sürelerinin sonuna gelmişlerse, aralarında uygun bir şekilde anlaştıkları takdirde başka erkeklerle evlenmelerine engel olmayın. Bu, Allah'a ve Ahiret Günü'ne inanan her biriniz için bir uyarıdır; bu, sizin için en erdemli ve en temiz [yol]dur. Allah her şeyi aslıyla bilir, ama siz bilemezsiniz.

Kadınları boşadığmızda ve iddet süreleri de dolunca, kadınlar ve kocala­rı, aralarında anlaşmışlarsa ve kadın, yeni bir nikah ile kocasına dönmek istiyor­sa, artık kocalarına dönüp yeniden onlarla nikahlanmalanna engel olmayın. Al­lah bununla sizden, Allahı tasdik eden, onun rablığını kabul eden, öldükten son­ra dirilmeye ve hesaba çekilmeye iman edenlere nasihat ediyor. Kocaların, ka­dınlarını, tekrar mehir vererek nikahlamaları daha güzel ve Allah yanında daha hayırlıdır. Sizin ve kadınlarınızın kalbindeki şüpheyi gidennek bakımından da daha temizdir. Çünkü eşler arasında hâlâ bir sevgi bağı bulunduğu halde tekrar evlenmezlerse bu sevginin, onlan helal yoldan saptırıp harama düşürmesinden korkulur. Allah, sizlerin, birbirinize karşı bilemediğiniz gizlilikleri ve bütün ka­palı hususları bilir.

Taberi diyor ki: Bu âyetin izahında doğru olan görüş şudur: Allah teala bu âyet-i kerimeyi, kocalarından boşanarak iddetlerini bitirip onlardan ayrılan fakat üç talakla boşanmadıklan için tekrar kocalarına dönebilen, kocalarıyla ye­niden kendileriyle evlenilmek istenen ve kendilerinin de kocalarıyla evlenmek istedikleri ancak velileri tarafından evlenmelerine engel olunan kadınlar hakkın­da indirmiş ve böyle bir engeli yasaklamıştır. Bu âyetin, Ma´kıl b. Yesar ve kız­kardeşi hakkında nazil olması da muhtemeldir. Cabir b. Abdullah ve amcasının kızı hakkında da. Durum ne olursa olsun âyet-i kerime zikrettiğimiz mânâyı ih­tiva etmektedir.

Âyet-i kerimede zikredilen ve "Nikahlanmaktan men etmeyin" diye ter­cüme edilen ifadesinin asıl mânâsı "Onları sıkıştırmayın´1 de­mektir. Yani kanların yeni bir nikahla eski kocalarına dönmelerini istemeleri hallerinde sizler onların evlenmelerine engel olarak onları sıkıştırmayın, zorluğa düşürmeyin." demektir.

Âyet-i Kerimede, "Kan koaca, aralarında iyilikle anlaşmışlarsa" buyunıl-maktadır. Yani, kan ve koca, aralarında yeni bir nikah ve yeni bir mehirle anlaş­malarsa" demektir.

Taberi diyor ki: "Asabeden bir velisi bulunmaksızın kadının nikahı sahih olmaz." diyen görüşe bu âyette açık bir delil vardır. Zira bu âyette, kadının veli­sinin, kadının evlenmesine engel olması yasaklanmaktadır. Şayet kadının evlen­mesinde velinin yetkisi olmasaydı böyle bir yasaklama söz konusu olmazdı.

1 yorum:

  1. Bâsit : Ruhları bedenlere yerleştiren, genişleten, açan ve bolluk veren.

    Allah, Kendisi'ne iman eden, kalpten itaat eden kişilere dünyada maddi ve manevi bolluk, genişlik verir. Onların önündeki zorlukları açar. İman edenler karşılaştıkları her türlü zorlukta, sıkıntıda ve hastalıkta yalnızca Allah'a sığınırlar ve O'nu vekil edinirler. Bunun bir karşılığı olarak Allah inkar edenlerin işlerini zorlaştırırken, müminlerin işlerini kolaylaştırır.

    YanıtlaSil