1 Nisan 2009 Çarşamba

Bakara; 62-66

(62) Şüphesiz müminler, Yahudi olanları Hıristiyanlar ve Sabü'nden Allah'a ve ahiret gününe iman edip ameli sal in yapanların mükâfatları Rablerindendir. Artık onlar için korku yoktur, onlar üzülmezler de.

Bu âyet-i kerîme cennete yalnız Allah'a, Rasûlüne kitaplara ve kitapların bildirdiğine iman edip güzel işler yapanların gireceğini haber vermektedir.
Mevlana Celaleddin'i Rumi'nin "Her ne isen gel. İster Yahudi, ister Hıristiyan, ister Mecusi, ister putperest ol yine de gel. Bu kapı ümitsizlik kapısı değildir. "Bu kapı"dan kasdı, türbesinin kapısı değildir. O kapı ağaçdan yapılmıştır. "Bu kapı"dan kasdı İslâm'dır.
İslâm'a giren kişi hangi dinden olursa olsun ırkı, rengi, dili İslâm'ın boyasıyla boyanınca o cennete gidecektir.

Geçmişte Musa aleyhisselâma, İsa aleyhisselâma, İbrahim aleyhisselâm ve diğer peygamberlere ve onlara inen kitaplara inananlar da bizim kardeşlerimizdir. Onlarda cennete girecektir.
Bu âyet-i kerîme Maide sûresinin 69. âyetinde biraz değişiklikle tekrarlanmaktadır. Elmalı Hamdi Yazır merhum Maide sûresinde bu âyetin tefsirini otuziki sayfa uzatmış. Çünkü Fransızlar, Cezayir'i işgal edip iki milyon insanı çoluk çocuk, kadın ihtiyar demeden öldürdükten sonra Cezayirliler’in evlerine hakim olup gönüllerine hakim olamadıklarını görünce, "Analiz Kur'ân" adı altında bir kitap bastırıp Cezayir'de dağıtırlar. Kitabın özünü bu âyet oluşturmakta. Yani "Kur'ân'ımz bizim de cennete gideceğimizi yazıyor. Madem ki cennette beraber olacağız şu iki günlük dünyada bize karşı gelmeye ne gerek var" anlamında.

Aynı kitabın kötü bir tercümesi "cennet kimsenin tekelinde değil" başlığı altında Türkiye'ye bir asır sonra geldi. Geldi ama bir elin parmaklarının yarısı kadar kişi "hoşgeldin, geç geldin" dedi.

Âyetteki "Allah'a ve ahîrete iman edenler ve amel-i salih işleyenler" kaydını koymuş Rabbimiz. Allah'a iman, Allah'ın kitabında tarif ettiği şekliyle olur.
"Amel-i salih"in tarifini kim yapacak? Yahudi olmayan birini iğneli fıçıya koyup kanının son damlasına kadar akıtıp, onunla hamur yoğurmak ve o ekmeği mukaddes günlerinde yemek, salih ameldir. Filistinli birinin üzerine benzin döküp yakmak salih ameldir. Filistinliler'den öldürdükleri adam sayısınca derecesi yükselmektedir bir Yahudi'nin.
Amel-i salihi kim belirleyecek? Hint devlet başkanı, annesi Gandi'nin cesedini kendi elleriyle yakarken, amel-i salih işlediğine inanıyordu.
Amerikalı Hıristiyanlar Irak Devlet Başkanı Saddam'ı bahane ederek, Irak'a beşyüz milyon ton bomba atarak tahmini dörtyüzbin sivil savunmasız insanı öldürürken dünya barışı için amel-i salih yapıyordu.
Amel-i salih hakiki Tevrat'ın, hakiki İncil'in ve Kur'ân'ın bildirdiğidir.

Cenneti ve cehennemi yaratan Allah (c.c.)'dır. İnsanları yaratan Allah'dır. "Allah katında din İslâm'dır" diyen Allah'dır. Öyle ise cennete veya cehenneme kimlerin gideceğini belirleme hakkı da Allah (c.c.)'ındır.


(63) Hani sizden söz almıştık ve üzerinize Tur'u kaldırmıştık. "Size verdiklerimizi sıkıca alın ve onda olanları zikredin ki, böylece sakınanlardan olursunuz" demiştik.

Bu sûrenin doksan üçüncü âyetinde de geleceği gibi Allah (c.c.) Tur dağını Yahudiler'in üzerine kaldırmış. Yahudiler tehlikeyi görünce "işittik" demişler. Söz vermişler ama Tur dağı yerine yerleşip tehlike gidince "İsyan ettik" demişler.
Arab'ın uzun hurma ağacından yere inemeyince "Allahım cemel kurban" yani devemi kurban edeceğim deyip yere inince de "cemel mafiş" dediği gibi yapmışlar.
Bu âyet bize "zorla güzelliğin olmayacağını" anlatır. Rabbimiz de "Dinde zorlama yoktur" buyurmuş. Yani tabancayı adamın şakağına dayayıp İslâm'a gir demenin faydasının olmayacağını anlatır. Korkudan "iman ettim" der. Sonra da "inkâr ettim" deyiverir.
İman gönül işidir. Amel ise imanın görünen çiçeği meyvesidir.


(64) Bundan sonra yüz çevirdiniz. Eğer Allah'ın size lütfü ve rahmeti olmasaydı, siz muhakkak zarara uğrayanlardan olurdunuz.


(65) Siz içinizden cumartesi günleri haddi aşanları biliyorsunuz. Onlara "alçalmış maymun olunuz" dedik.


(66) Bunu orada olanlara ve daha sonra gelecek olanlara bir ceza ve mütteküere nasihat olsun için yaptık.

Yahudilerin haddi aşmalarından biri de cumartesi gününün kudsiyetini kaldırmaları nedeniyle maymuna dönüşmüş olmalarıdır.
Alimlerin bir kısmına göre şeklen maymun olmuşlardır. Diğer bir kısmına göre ise şeklen insan olarak kalmışlar, ruhen maymunlaşmışlar. Eskiden Afrika'da maymun avcıları ormana içinde fındık dolu olan ağzı dar çömlekler bırakırlarmış. Maymun gelir, çömleğin içine elini uzatır, fındığı avuçlarmış. Eli dolu olunca çömleğin ağzından çıkarmazmış. Fındık kıymetli olduğu için bırakmayı da düşünemezmiş, böylece avcı onu rahatlıkla yakalarmış.

Yahudiler tarih boyunca altının peşinde koşmaları nedeniyle topyekün katliamlara uğramışlar. Para için yapmadıkları aşağılık iş kalmamış sonunda ırklarının bir avuç kalmasına sebep olmuştur.

A'raf sûresinin 163'ncü âyetinin açıklamasına göre Yahudiler deniz kenarında yaşıyorlar. Cumartesi günleri balıklar daha çok geliyor. Cumartesi günü de avlanmak yasak. Balıkları cumartesi günü denizden özel havuzlara alıyorlar pazar günü de o havuzdan yakalıyorlar. Böylece insanlara yaptıkları hileyi Allah'a da yapmaya kalkıyorlar ama o cumartesi gününün önemini kavrayamamanın cezasını, çekiyorlar. Tarihin en eski milleti olmalarına rağmen nüfusları İspanyol çingenelerinin nüfusuna ulaşamıyor.

Bu insanlar siyaset bilmiyorlar. Siyaset yapacağız derlerken bütün insanların kinini üzerlerine çekiyorlar ve ara ara topyekün imha ediliyor.
Siyaset, Peygamber Efendimiz'in yaptığı gibi bedeviyi medeni yapmak ve dünyaya adalet dağıtmaktır.
Siyaset Osman Bey'in yaptığı gibi aşiretten devlet meydana getirmek ve dört kıtaya İslâm'ı yaymaktır.
Bizde ne zaman cumanın değerini yitirdik, bugünkü durumlara düştük ve Batı'nın kötü bir taklitçisi olduk çaktık.
Halbuki Yahudiler'in durumu bizim için iyi bir nasihat olmalıydı. Allah'ın günleriyle oynamanın, Allah'ın kullarıyla oynamanın, Allah'ın âyetleriyle oynamanın cezası bazen bu dünyada acele veriliyor, bazen acıklı azabı ahirete bırakılıyor.
Bu dünyada verilmesi başkalarını caydırmak mütteki insanlara da nasihat olmak içindir.

1 yorum:

  1. Hasedden kaçının. Çünkü o, ateşin odunu yakıp tükettiği gibi bütün hayırları yer tüketir.

    YanıtlaSil