23 Nisan 2009 Perşembe

Bakara,103,104,105

103-Eğer onlar iman edip Allah’ın emirlerine karşı gelmekten sakınmış olsalardı, Allah katında kazanacakları sevap kendileri için daha hayırlı olacaktı. Keşke bilselerdi!

Bundan sonra gelen 104. âyet-i kerîmede Allah (c.c), konuşma üslu­bumuza da dikkat etmemizi istiyor. Yukarda geçmişti. "İnsanlara güzel konuşunuz, güzel muamele ediniz" demişti. Burada da güzel konuşur­ken kelimelerin seçilmesine dikkat etmemizi ister:

104-Ey iman edenler! “Râ’inâ (bizi gözet)” demeyin, “unzurnâ (bize bak)” deyin ve dinleyin. Kâfirler için acıklı bir azap vardır.

Şimdi Râina Arabın dilinde çoban mânâsına geliyor. Veya gözeten mânâsına geliyor. Çoban da zaten sürüsünü gözettiği için Râi deniliyor. Efendimiz; "Hepiniz gözeticisiniz, yöneticisiniz. Hepiniz gözettiğinizden sorumlusunuz" buyuruyor.

Aslında Râina kelimesinin ana mânâsı gözetmek, yönetmek mânâsı­na geliyor. Hepiniz yönetici ve gözeticisiniz. Ve gözettiğinizden, yö­nettiğinizden sorumlusunuz diyor.

Yani Peygamberimiz Efendimiz (a.s.v.), bir İslam toplumunda her ferdin diğerini gözetlediği ve yönettiğine herkesin birbiri hakkında so­rumlu olduğuna işaret ediyor. Baba oğlundan, oğul babadan. Ana kızın­dan, kızı anasından. Koca karısından, karı kocasından, komşu komşusun­dan. Mahalleler, mahallerden hepsi birbirinin yöneticisi ve gözeticisidir. Hani şöyle diyelim. Önde giden insanın başına bir bela gelecek olsa siz arkada yürüyensiniz onu koruyacaksınız. Yani hepimiz topyekün birbiri­mizin koruyucusu ve gözeticisiyiz.

Bugünkü toplumda ise herkes ferdî hareket ediyor. Kimse kimseye karışmayacaktır çünkü polis var. Ama vatandaş iyi bulmuş. "Olur böyle vak'alar, Türk polisi yakalar" diyor. Olay olduktan sonra, vatandaş öldük­ten sonra, adam telefon ediyor öldürülmekle karşı karşıyayım, beni öldürecekler."Valla öldürmeden müdahale edemeyiz" diye cevap geliyor. Po­lis de her telefon edene gelecek olursak halimiz ne olur diyor. Aslında o da doğru. Yani bir karakolda beş on tane adam var., Bir mahallede ise beş bin on bin tane adam var. Biz öldürdükten sonra geliriz diyor.

Ama dinim aynı mahalledeki bu insanlar birbirlerinin koruyucusu ve gözetleyicisidir diyor. Onun içindir ki, İslâm Hukuku bir mahallede bir insan öldürülse, faili de meçhul olsa, en yakın elli tane aileyi o işte so­rumlu tutuyor ve diyetini ödetiyor. Yani maddî, bedenî ceza vermiyor ama diyetini de ödetiyor. Niye siz mahallenize sahip değilsiniz anlamını taşır bu.

Burada Yahudiler Peygamber Efendimiz'e geliyorlar Râina diyorlar.Hani Türkçe'de de diyoruz ya, çok lastikli bir kelime o yana çeksen de olur, bu yana çeksen de olur. Yahudiler'in bu kullandığı kelime de lastikli bir kelime. Aslında şöyle anlaşılırsa doğrudur. Râina bize de bak, bizi de gözet Yâ Resûlallah anlamında olursa doğrudur. Ama onların kendi dille­rinde hakaret mânâsı taşıyan bir kelimedir bu aynı zamanda..

Onun için Allah (c.c.) Râina demeyin Ünzurna deyin. Bu kelimeyi mü'minler diyor. Yâ Rasûiallah bize de bak, bizi de gözet. Yani konuşur­ken ağır ağır konuşulursa daha iyi anlarız. Ayetleri bize verirken ağır ağır verirsen daha iyi anlarız. Veya maddî manevî her ne ise bizi de gözet deyiniz. Yani lastikli kelime kullanmayınız diyor. Allah.

Günümüzde de buna çok ihtiyacımız var. Mesela bir hoca efendinin aleyhinde yazı yazılıyor. Bakıyorum, aslında hoca efendinin niyeti kötü değil. Ama kullandığı kelime hoş değil. Bir yerde konuşmuş veya bir der­gide bir gazetede yazısı yayınlanmış. Söylediği sözün mânâsı doğru. Fa­kat kullandığı söz adamın yanlış anlamasına da müsait. Onun içindir ki, onların yanlış anlamasına müsait kelimeler kullanmamaya dikkat edece­ğiz. Bu Mevlana'nın şiirlerinde çok vardır. Onun içindir ki, imansızlar da­ha çok istismar ediyorlar. Aşkı ilahiyi anlatacak, şarapla anlatır. Süt ile anlatsan oîmazmıydı yani. Ve orada adam şarap kullandı diye, Mevlana festivalinde gelip şarap içiyorlar.

Aslında Mevlana'mn kasdı öyle değil. Hani bunlardan öncel bnü'l-Farid diye bir zat gelmiş demiş ki, biz üzüm çubuğu nazil olmadan şara­bı içtik ve sarhoş olduk. Yani biz Elestü Birabbiküm hitabıyla sarhoşuz diyor. Yani şarabın ve sarhoşluğun ne demek olduğunu evvela açıklamış­lar, sonra şiirlerini yazmışlar ama bu tür lastikli kelimeleri kullanmama­mızı Allah (c.c.) bize öğretiyor.

Hani çeklerde, senetlerde veyahutta sözleşmelerde de dikkat ediyor hukukçular, noterler, avukatlar. Bu kelimeyi kulla­nırsan bir milyon, beş milyon kaybedersin. Bu kelimeyi kullanırsan kay­betmezsin. Kanunlar yapılırken de hukukçular dikkat ediyorlar. Virgülü buraya atarsak köşe dönücü şu kadar kazanır. Şuraya atarsak filan adam şu kadar götürür. Bunun hesabı yapılıyor tabiki. Onun için virgül bir çok meseleyi alıp götürüyor, veya getiriyor.

Onun için Allah (c.c.) konuşurken konuşmalarımıza dikkat etmemizi, lastikli kelimeler kul anmamamızı ifade ediyor.


105-Kitap ehlinden ve Allah'a eş koşanlardan inkar edenler, Rabbinizden size bir iyilik gelmesini istemezler. Allah, rahmetini dilediğine tahsis eder. Allah büyük nimet sahibidir.

Yani bir harbi kazanmanızı, bir âyetin inmesini, bir nimetin size ve­rilmesini hiçbir vakit istemezler. Sizin devlet kurmanızı istemezler. Hay­rın içerisine hepsi giriyor. Rabbinizden bir hayrın size indirilmesini, ehli kitabın kâfirleri de, müşrikler de istemezler buyuruyor Allah (c.c).

Yani günümüzde efendim şöyle şöyle yaparsak, böyle böyle yapar­sak Alman gavuruyla işbirliği kurarsak, Amerikalı'ya şirin görünürsek veya Rumla ikili anlaşmaya girersek veya Japonlar'a şu tavizleri verirsek bize ileride yardım ederler deniliyor.

Allah (c.c.) diyor ki, bu müşrikler de, puta tapanlar da, ehli kitab da, ehli kitaptan bir çoğu da size bir hayrın indirilmesini hiçbir vakit istemez­ler. Yani bunlar sizin hayrınıza iş yapmazlar. Onun için bunlardan bir ha­yır geleceği ümidini kesiniz. Allah rahmetini dilediklerine tahsis eder. Allah (c.c.) büyük fazl sahibidir, büyük nimet sahibidir.

1 yorum:

  1. Konu : Niyet Ve İhlas Hakkında
    Ravi : Ömer
    Hadis : Resulullah (sa) buyurdular ki: "Ameller niyetlere göredir. Herkese niyet ettiği şey vardır. Öyleyse kimin hicreti Allah`a ve Resulüne ise, onun hicreti Allah ve Resulünedir. Kimin hicreti de elde edeceği bir dünyalığa veya nikahlanacağı bir kadına ise, onun hicreti de o hicret ettiği şeyedir."

    YanıtlaSil