7 Mart 2009 Cumartesi

Bakara-6. Ayet

(6) "Hiç şüphesiz kâfirleri ha korkutmuşsun, ha korkutmamışsın onlara göre birdir. Onlar iman etmezler."

Eğer tebliğin tesirsiz kalırsa tereddüt etme, şüpheye düşme! Hata senin tebliğ ettiğin nur gibi âyetlerde değil, o âyetlere gözlerini yumanlardadır.

Güneşli havada gözlerini yumarak giderken kanala veya çukura düşen kişi kabahati güneşe bulamaz.
Gözlerini kapayan kişi için güneşin doğmasıyla batması aynıdır,fark etmez.
"Senin korkutmanla korkutmaman birdir" denmiyor.
Sen insanların yollarının cehennem çukuruna doğru gittiğini, düşerlerse çıkamayacaklarım onlara söyle o yoldan onları çevir cennete giden yola gitsinler.

Bu küfür yolunda yürürlerse ailelerde iffet, insanlarda merhamet, mahkemelerde adalet kalmaz. İnsanlar birbirini parası için sever. Kalbine göre değil kasasına, kesesine göre değer verir. Güçlüleri sevilir güçsüzler ezilir.
Böyle bir toplum olmaktan onları sakındır. Varacakları yerin kötülüğünü anlatarak onları korkut.

Senin bu korkutmalarına rağmen ateş çukuruna doğru koşuyorlarsa bu onların yaptıkları kötülükler nedeniyle Allah'ın onların akıllarını, kulaklarını, gözlerini kapatmasındandır.

Allah (c.c.) Yasin Sûresi'nin 10, âyetinde bu âyetin bir kısmını tekrarladıktan sonra 11. âyette Kur'ân'a uyan Rahman'a iman eden kişilerin uyarıya kulak vereceklerini haber verir.

Günümüzde "Ben Allah'dan korkmam, Allah varsa beni çarpsın" diyen kâfirler, ormanlar kralı aslanın yelesine konup sonra da "Hani aslan neredeyse karşıma çıksın, ben aslandan korkmam" diyen, sinek gibidirler. Aslandan korkmak için ceylan olmak lazım. Aslan hakkında bilgisi olma¬yan ondan korkmaz. İki yaşındaki çocuk korkmadan elektriğe elini uzatırsa bu onun cesaretine işaret etmez, cehaletine işaret eder.

"Allah'dan ancak âlim kulları korkar."

Küfr: Örtmek gizlemek mânâsına gelir.

Çiftçi tohumu toprağa gömdüğü için Araplar çiftçiye de "küffar" derler. Her şeyi örttüğü için geceye, yıldızlan örttüğü için buluta da kâfir derler.

Kâfir kişide Allah'ın varlığını görmezlikten, bilmezlikten gelip inkâra gittiğinden bu ismi almıştır.

Kâfirler de kendi aralarında kısımlara ayrılırlar.

1- Allah (c.c.) hakkında hiç bir bilgisi olmayan bildirildiğinde de kabul etmeyenler. Firavun bunlardandır. Musa aleyhisselam ona İslâm'ı tebliğ ettiğinde, Firavun "Ey ileri gelenler! Sizin için benden başka ilah bilmiyorum" demişti. Yani kanunu ben koyarım, sizi ben yönetirim diyor.
2- Allah'a ve Rasûlü'ne inanır, inandığını Ebu Talip gibi ikrar da eder ama makamı, şanı, şöhreti, rütbesi uğruna İslâm'ı kabul edemez.
3- Diliyle inandığını söyler ama kalbinden iman etmez, münafıklar gibi.

Küfrün anatomisi:

Zafiyet hastalığına tutulan insanın yediğini, kustuğu gibi, en değerli besinleri beğenmediği gibi, canın ve teninin gıdası olan dini de kabul etmeyebilir. Serum verir gibi gönlüne girmek ve gönlündeki kara perdeyi aralamak bizim görevimiz.

Müslüman olmalarını engelleyen kara perde nedir? Gönül cevherini kapatan kara pas nedir?

O benlik pisliğinin kalplerine attığı pastır. Rabbimiz "Hayır onların kazandıkları kalplerini paslandırdı" buyurmuştur. Allah'ın varlığına inandılar ancak O'nun adaleti kendilerinin zulme dayalı çıkarlarını engellediği için dedelerinin koyduğu cahiliye dönemi kanunlarının yürürlükte olmasını istediler de Rabbimiz "Cahiliye devri hükmünü mü istiyorlar? Yakinen bilen bir millet için Allah'dan daha iyi hüküm veren kim vardır?" K. Kerim. 5/50 âyetiyle Allah'dan daha güzel hüküm koyacak birinin olmadığını ilan ederken bir kısım insanlar Rasûlüne ve daha Önceki peygamberlere iman ettiklerini iddia ederken Allah'ın dışında tağutlar huzurunda yargılanmak istedikleri, Allah'ın indirdiği Kur'ân'a ve O'nun Rasûlüne geliniz dendiğinde O'ndan yüz çevirdikleri için kâfir oldular.

1 yorum:

  1. Hadis : Resulullah (sav) yere bir çizgi çizdi ve: "Bu insanı temsil eder" buyurdu. Sonra bunun yanına ikinci bir çizgi daha çizerek: "Bu da ecelini temsil eder" buyurdu. Ondan daha uzağa bir çizgi daha çizdikten sonra "Bu da emeldir" dedi ve ilave etti: "İşte insan daha böyle iken (yani emeline kavuşmadan) ona daha yakın olan (eceli) ansızın geliverir."

    Ravi : Enes

    mst.

    YanıtlaSil