1 Kasım 2012 Perşembe

Şu’arâ Suresi 160-191 Ayetleri M. Esed Meali


160. [Ve] Lût toplumu (da) gönderilen elçilerden [birini] yalanladı;

161. Hani, kardeşleri Lût onlara: “Allah'a karşı sorumluluk bilinci duymaz mısınız?” demişti,

162. “Bakın, ben [O'nun tarafından] size gönderilen güvenilir bir elçiyim;

163. öyleyse, artık Allah'tan yana bilinç ve duyarlık gösterin ve bana itaat edin!

164. Üstelik ben sizden herhangi bir karşılık da istiyor değilim; benim hak ettiğim karşılığı vermek âlemlerin Rabbinden başkasına düşmez.

165. İnsanların içinden [tab‘an ve hukuken meşru olan cinsi bırakıp da] erkeklere mi yaklaşıyorsunuz?

166. Hem de, Rabbinizin sizin için yarattığı eşlerinizden uzaklaşarak? Yoo, siz her türlü ölçüyü aşan azgın bir toplumsunuz!”

167. “Ey Lût!” dediler, “Eğer [bu sözlerinden] vazgeçmezsen [bu şehirden] mutlaka kovulacaksın!”

168. [Lût:] “İyi bilin ki, ben bu sizin yaptıklarınızı sonuna kadar kınayanlardan biri olarak kalacağım!” dedi.

169. [Ve sonra şöyle dua etti:] “Ey Rabbim, beni ve ailemi bunların yapa geldikleri (kötülüklerden) kurtar!”

170. Bunun üzerine Biz de o'nu ve ailesini kurtardık;

171. yalnızca geride kalmayı seçen bir kocakarı bunun dışında kaldı;

172. ve sonra ötekileri kırıp geçirdik;

173. üzerlerine [helak edici] yağmurlar yağdırdık; uyarıl[dıkları halde uslanmay]anların maruz kaldığı yağmur, gerçekten, ne korkunçtur!

174. Bu [kıssada da insanlar için] bir ders vardır; onlardan çoğu [buna] inanmasalar da...

175. Şüphesiz senin Rabbin çok acıyıp esirgeyen O yüceler yücesidir!


176. [Ve] O ağaçlı vadinin halkı da kendilerine gönderilen elçiyi yalanladılar.

177. Hani, Şuayb onlara: “Allah'a karşı sorumluluk bilinci taşımayacak mısınız?” demişti,

178. “Bakın, ben size [O'nun tarafından] gönderilmiş güvenilir bir elçiyim;

179. öyleyse artık Allah'tan yana bilinç ve duyarlık gösterin ve bana itaat edin!

180. Üstelik, ben sizden bir karşılık da beklemiyorum; benim hak ettiğim karşılığı vermek âlemlerin Rabbinden başkasına düşmez.

181. Ölçüyü [her zaman ve herkese karşı] tam tutun; [başkalarının hakkını düzenbazca] eksilten kimselerden olmayın;

182. ve [tarttığınız zaman] şaşmaz bir teraziyle tartın,

183. insanları hak ettikleri şeylerden yoksun bırakmayın; ve yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın;

184. sizi de, sizden önceki nesilleri de yaratan Allah'a karşı sorumluluk bilinci taşıyın!”

185. [Halkı Şuayb'a şöyle] dedi: “Sen düpedüz büyülenmiş birisin;

186. olup olacağın, bizim gibi ölümlü bir insansın; doğrusunu istersen, biz senin düpedüz bir yalancı olduğunu düşünüyoruz!

187. Eğer doğru sözlü biriysen, haydi, göğü parça parça başımıza indir (de görelim)!”

188. [Şuayb:] “Bütün (bu) yaptıklarınızı en iyi bilen Rabbimdir” diye cevap verdi.

189. Böylece onu yalanlamış oldular; ve bu yüzden, (kopkoyu) gölgelerle kaplı bir günün azabı onları kıskıvrak yakaladı.

190. Bu [kıssada da insanlar için] bir ders vardır; insanların çoğu [buna] inanmasalar da...

191. Şüphesiz senin Rabbin çok acıyıp-esirgeyen O yüceler yücesidir! 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder