2 Kasım 2012 Cuma

Şu’arâ Suresi 192-227 Ayetleri M. Esed Meali


192. İmdi, şüphesiz, bu [ilahî mesaj] âlemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir;

193. onunla, mutlak güvenilirlik derecesinde olan vahiy inmiştir

194. senin kalbine, ki [ey Muhammed, onunla] uyaran kimselerden biri olasın

195. [ve çevrendekileri] apaçık Arap diliyle [uyarasın].

196. Ve bu [mesaj, temel çizgileriyle], hiç şüphesiz, ilahî hikmetleri bildiren önceki kitaplarda da yer almaktadır.

197. İsrailoğulları arasındaki [birçok] bilginin bu [gerçeği] bilmeleri onlar için yeterli bir belirti sayılmaz mı?

198. Onu Arap olmayan birine indirseydik,

199. ve bu yabancı onu [kendi diliyle] onlara okusaydı, onlar yine inanacak değillerdi.

200. Biz bu [mesajı]n o günahkârların kalplerinden [bir yankı bulmadan] geçip gitmesine yol açtık:

201. o can yakıcı azabı görmedikçe ona inanmayacaklardır.

202. O azap ki, sonunda, onların hiç beklemedikleri bir anda ansızın gelip çatacaktır;

203. ve o zaman onlar: “Acaba geri bırakılamaz mıyız?” diye feryad edecekler.

204. O halde, azabımızın çarçabuk gelmesini mi istiyorlar?

205. İmdi, düşün, [ey Muhammed]: onlara [dünya hayatının] tadını çıkarmaları için yıllarca fırsat vermişsek,

206. ve sonra vaad edildikleri [azap] başlarına gelmişse;

207. kendilerine vaktiyle verilmiş olan fırsatın onlara ne yararı olabilir?

208. Kaldı ki, Biz hiçbir toplumu önceden uyarmadan yok etmemişizdir

209. ve hatırlatıcı mesajlar göndermeden; çünkü Biz [hiç kimseye] asla zulmetmeyiz.

210. Ve [bu ilahî mesaj öylesine katıksız vahiy ürünüdür ki] onu asla şeytanî güçler indirmemiştir;

211. çünkü bu onların harcı değildir; zaten, buna güçleri de yetmez.

212. Ayrıca, onların onu dinlemeleri [de] kesin olarak engellenmiştir!

213. Bunun içindir ki, [ey insanoğlu,] Allah'la beraber başka bir ilaha başvurma ki kendini azaba uğrayanların arasında bulmayasın.

214. Ve en yakınları[ndan başlayarak erişebildiğin herkesi] uyar

215. ve seni izleyen müminlere kol kanat ger;

216. buna rağmen sana karşı çıkarlarsa, de ki: “Ben sizin yapıp-ettiklerinizden sorumlu değilim!”

217. Ve bu yolda, çok acıyıp esirgeyen O yüceler yücesine güven,

218. O ki senin (O'nun yolunda tek başına) ayakta kalmaya çalıştığını da görmektedir,

219. [O'nun huzurunda] saygıyla yere kapananlar arasında yer aldığını da görmektedir;

220. çünkü her şeyi bütün gerçeğiyle bilen (ve dolayısıyla) her şeyi işiten O'dur!


221. Sana o şeytanî güçlerin kime indiğini haber vereyim mi?

222. Onlar nerede kendi kendini aldatan günahkâr biri varsa ona inerler

223. ki, böyleleri [zaten hep asılsız, aldatıcı şeylere] kulak verir ve onlardan çoğu başkalarına da yalan söylerler.

224. Şairlere gelince, [onlar da kendi kendilerini aldatmaya yatkındırlar ve bu sebeple] onlara [da yalnızca] azgınlar uymaktadır.

225. Görmez misin onların her vadide [sözcüklerin, hayallerin peşinde] şaşkın şaşkın dolaştıklarını;

226. ve [çoğu zaman] yapmadıklarını söyleyegeldiklerini?

227. Ama inanan, dürüst ve erdemli davranışlar ortaya koyan, Allah'ı sıkça anan, [sadece] haksızlığa uğratıldıkdan sonra kendilerini savunan ve haksızlık yapanların, hangi devrimle devrileceklerini er geç görecekleri [konusunda Allah'ın vaadine güvenen şairler] bu hükmün dışındadır!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder