13 Mayıs 2012 Pazar

Cin Suresi Meali - M.Esed



1-3. DE Kİ: “Tanınmayan/bilinmeyen varlıklardan bir kısmının [bu ilahî kelâma] kulak verdikleri  ve sonra [arkadaşlarına şöyle] söyledikleri bana vahyedildi: ‘Biz olağanüstü güzellikte bir hitabe dinledik, doğru ile eğriyi ayırd etme bilincine bizi ulaştıran (bir hitabe); ve böylece ona iman ettik. Ve artık Rabbimizden başka kimseye asla ilahlık yakıştırmayacağız, çünkü [biliriz ki] Rabbimizin şanı yücedir: O, kendisine ne bir eş, ne de bir erkek çocuk edinmiştir!

4-5. Ve [şimdi öğreniyoruz ki] aramızdaki beyinsiz (kişi), Allah hakkında asılsız şeyler  söylüyordu, ve ne insanın ne de [hiçbir] görünmez gücün Allah hakkında yalan uydurmayacağını  düşün[mekte yanılmış]tık.

6. Gerçi bazı insanların [bu tür] görünmez güçlere sığındığı [her zaman vaki] olurdu;  ama bunlar yalnızca onların şaşkınlığını arttırdı.

7. O kadar ki, sizin [vaktiyle] düşündüğünüz gibi, onlar da Allah'ın hiç kimseyi [yeniden] asla [elçi olarak] göndermeyeceğini düşünmeye başladılar.

8-9. Ve [zaman oldu] biz göğe uzandık:  ama onu güçlü muhafızlar ve alevlerle dolu bulduk,  halbuki onu[n gizlediği her sırrı] dinleyebileceğimiz [uygun] yerlere kurulmuştuk:  ve şimdi [veya başka zaman] onu dinlemeye çalışan herkes [aynı şekilde] kendisini bekleyen bir alev ile karşılaşacaktır!

10-11. Ve [şimdi anladık ki] biz [yaratılmış varlıklar,] yeryüzünde yaşayanlar için kötü bir akibetin hazırlanıp hazırlanmadığını, yahut Rablerinin onları doğru ile eğriyi ayırd etme bilinciyle donatmak isteyip istemediğini  bilmiyoruz; tıpkı, içimizden bazıları [nasıl] dürüst ve erdemli olurken bazılarımızın da bunun [çok çok] aşağısında kaldı[ğını bilmediğimiz gibi]: biz her zaman birbirinden çok farklı yollar-yöntemler izledik.

12. Ve sonunda anladık ki yeryüzünde [hayat sürerken] Allah'a asla üstün gelemeyiz ve (yine anladık ki) [hayattan] kaçarak da O'nun hükmünden kurtulamayız.

13. Bu nedenle, [Allah'ın] rehberliği[ne çağrıyı] duyar duymaz ona inanmaya başladık: Rabbine inanan kimse hiçbir zaman ziyana veya haksızlığa uğrama korkusu duymaz.
14-15. Ama içimizde kendilerini Allah'a teslim edenler bulun[duğu doğrud]ur, tıpkı kendilerini zulme kaptıranlar bulunduğu gibi. Kendilerini Allah'a teslim edenler doğru ile eğriyi ayırd etme bilincine ulaşanlardır; ama kendilerini zulme kaptıranlar yalnızca cehennem [ateşi] için yakıt oldular!’”


16-17. ÖYLEYSE, [bilin ki] onlar, [çağrımızı duyanlar,] şaşmadan [doğru] yoldan gidecek olurlarsa kendilerine sınırsız nimetler  yağdıracağız, ve onları bu yolla deneyeceğiz: çünkü Rabbini anmaktan uzaklaşanı Allah, en şiddetli azaba uğratır.

18. Ve [bilin ki] kulluk [yalnızca] Allah'a mahsustur: O halde Allah'ın yanısıra başka hiç kimseye yalvarıp yakarmayın!

19. Ama ne zaman Allah'ın bir kulu O'na ibadet etmek için ayağa kalksa, o [hakikati inkar ede]nler hep birlikte etrafını telaşla kuşatırlardı.

20. De ki: “Ben yalnız Rabbime yalvarırım ve O'ndan başka hiç kimseye ilahlık yakıştırmam”.

21. De ki: “Size zarar vermek yahut doğruyu eğriden ayırd etme bilinciyle sizi donatmak benim elimde değildir”.

22-23. De ki: “Gerçek şu ki hiç kimse beni Allah'a karşı koruyamazdı ve O'ndan kaçıp saklanacak hiçbir yer bulamazdım, eğer Allah'ın mesajlarını ve O'ndan [bana ulaşan aydınlığı dünyaya] duyurmamış olsaydım.”  Allah'a ve Elçisi'ne isyan edenlere gelince, şüphe yok ki onları içinde sonsuza dek kalacakları cehennem ateşi beklemektedir.

24. [Öyleyse bırak,] önceden uyarıldıkları [akibet]i görecekleri an  gelinceye kadar [beklesinler]: o zaman anlayacaklar kim, hangi [tür] insan daha çaresiz ve daha kimsesizdir!

25. De ki: “Önceden uyarıldığınız bu [akibet]in yakın olup olmadığını yahut Rabbimin onun için uzun bir vade koyup koymadığını bilemem”.

26-28. [Yalnız] O bilir yaratılmışların kavrayış sınırlarının ötesindekini ve hiç kimseye açmaz Kendi erişilmez derinlikteki sırlarını, seçmekten hoşnutluk duyduğu elçisi hariç:  o zaman Allah hem o'nun gözü önüne serilmiş olan her konuda, hem de aklının ermeyeceği her alanda  o'nu gözetlemek için [semavî güçler] gönderir; böylece bu[elçi]lerin tebliğ ettikleri şeyin [yalnızca] Rablerinin mesajları olduğunu açıkça gösterir: çünkü onların [söyleyebilecekleri] her şeyi  [bilgisi ile] kuşatan O'dur; ve [mevcut olan] her şeyi bir bir hesaplayandır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder