1 Şubat 2012 Çarşamba

Kâri’a Suresi

Büyük ihtimalle 95. sureden (Tîn) sonra nazil olan bir ilk dönem Mekkî sure.

Bismillâhirrahmânirrahîm.

1. AH! Apansız (gelen) bir bela!

Yani, dünyanın dehşetli bir şekilde dönüşeceği Son Saat'in gelip çatması (bkz. 14/48: Yerin başka bir yere, göğün başka bir göğe dönüştürüleceği ve [bütün insanların] var olan her şeyin üstünde hükümran olan O Tek İlah'ın,(Kahhar olan) Allah'ın huzuruna çıkacakları Gün [O'nun sözü gerçekleşecektir].; Bu ifade, Kıyamet Günü'nde vuku bulacak olan ve bütün tabii olguları ve dolayısıyla bilinen tüm evreni içine alacak olan toplu ve kökten değişime ilişkin bir îma durumundadır. Bu değişim mahiyeti itibariyle insanın tanıyıp bildiği ya da tasavvur edebildiği şeylerin ötesinde olduğu için, sonraki iki ayette de(O Gün, bütün suçluları zincirlerle, bukağılarla birbirlerine bağlanmış olarak göreceksin,giysileri katrandan olacak ve yüzlerini ateş bürüyecek.), başka yerlerde de, Kıyamet Günü'nde neler olacağına dair Kur’ânî tasvirlerin hepsi, kaçınılmaz olarak, temsîlî terimlerle ifade edilmiştir; aynı şey, ahirette insanın başına gelecek olan iyi ya da kötü hallerin tasviri için de geçerlidir)ve(bkz. 20/105-107: VE SANA [Kıyamet Günü'nde] dağları[n ne olacağını] soracaklar. O zaman (onlara) de ki: “Rabbim onları toza toprağa çevirip savuracak,yeri dümdüz ve çıplak bir hale getirecek,[öyle ki] orada ne kıvrım ne de tümsek göreceksin”.; Kur’an'ın kıyamet ve ahiret konusuyla ilgili öğretisine göre “dünyanın sonu”, evrenin fiziksel olarak yok oluşu -yokluğa indirgenmesi- anlamına değil, fakat, daha çok, onun, insanın şimdiden tasarlayamayacağı bir mahiyette, her şeyi içine alan toplu ve kökten bir değişime, dönüşüme uğraması anlamına gelmektedir. Son Gün'e ilişkin pek çok temsîlî tasvirden bu anlaşılmaktadır. ).

2. Ne korkunçtur apansız (gelen) bela!

3. Bilir misin nedir, nasıl olacaktır o apansız bela?

4. [O,] insanların şaşkın vaziyette uçuşan pervanelere benzeyeceği Gün,

5. ve dağların yumuşak yün topaklarını andıracağı Gün [vuku bulacaktır].

6. O zaman, [iyiliklerinin] tartısı ağır basan

7. kendisini mutlu bir hayat içinde bulacak;

8. tartısı hafif gelen ise

9. bir uçurumun girdabına sürüklenecektir.

Lafzen, “anası [yani, varacağı yer] bir uçurum olacaktır”, zımnen, sıkıntı ve ümitsizlik (uçurumu). “Ana” (umm) terimi, deyimsel olarak kapsayıcı veya kucaklayıcı bir şeyi göstermek için kullanılmaktadır.

10. Bilir misin nedir o [uçurum]?

11. Dağlayan bir ateş!

Lafzen, “kızgın ateş”; sıfat, ateşin ana vasfını vurgulamayı amaçlamaktadır. Unutulmamalıdır ki, günahkarların öteki dünyadaki azabı ile ilgili Kur’ânî tasvirlerin tümü, ancak insan tecrübesinin sınırları içindeki maddî olgular ile karşılaştırılarak anlaşılabilecek olan durumlar ve şartlar ile ilgili mecazlar veya teşbîhlerdir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder