11 Şubat 2012 Cumartesi

Kâf Suresi - Meal

بِسْــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

1 Kâf.
DÜŞÜN bu yüce ve özlü Kur’an'ı!

2 Onlar içlerinden bir uyarıcının kendilerine gelmesine şaştılar; ve bu hakikat inkarcıları: “Ne tuhaf bir şey bu!” diyorlar, 3 “Neden [ve nasıl olur da] biz öldükten ve toz-toprak haline geldikten sonra [yeniden diriliriz]? Bu, gerçekleşmesi mümkün ve muhtemel olmayan bir dönüştür!”

4 Biz toprağın onların bedenlerini nasıl çürütüp yok ettiğini iyi biliriz, çünkü katımızda şaşmaz bir sicil vardır. 5 Buna rağmen onlar, [yeniden dirilmeyi inkar edenler,] ne zaman kendilerine tebliğ edildiyse hakikati yalanladılar; ve şimdi bir şaşkınlık içindeler.

6 Onlar tepelerindeki gökyüzüne hiç bakmıyorlar mı: onu nasıl inşa ettik, güzelleştirdik ve nasıl bütün kusurlardan, eksikliklerden arındırdık?

7 Ve yeryüzü ki; Biz onu genişletip yaydık, üzerine sağlam dağlar yerleştirdik ve üstünde her cins güzel bitki yeşerttik, 8 isteyerek Allah'a yönelen her insana bir basiret ve uyarı vesilesi olarak.

9 Biz gökten bereketli bir su indiririz ve onunla bahçelerin yeşerip büyümesini sağlarız, ve ekin tarlalarının, 10 ve salkım salkım meyveleriyle uzun hurma ağaçlarının, 11 insanlara tahsis edilmiş rızk olarak; ve bun[lar]la ölü toprağa hayat veririz; işte [insanın] ölümden [sonra] yeniden vücuda gelmesi de böyle [olacak]tır.

12 Bu [şimdi yeniden dirilmeyi inkar ede]nlerden önce Nûh'un kavmi de bu hakikati yalanladı ve Ress ve Semûd halkı da, 13 ‘Âd, Firavun ve Lût'un kardeşleri, 14 ve [Medyen'in] yemyeşil vadilerinin sakinleri ve Tubbe‘ halkı: onların hepsi elçileri yalanladılar; ve bunun üzerine [onları] uyardığım şey başlarına geldi.

15 O halde, Biz[im] yoktan var etme ile yorgun düş[tüğümüz nasıl düşün]ülebilir?
Hayır, ama bazı insanlar yeni bir yaratma[nın mümkün olduğun]dan [hâlâ] şüphe duymaktalar!

16 GERÇEK ŞU Kİ, insanı yaratan Biziz ve onun iç-benliğinin ona ne fısıldadığını Biz biliriz: çünkü Biz ona şah damarından daha yakınız. 17 [Ve böylece,] ne zaman [tabiatında mevcut] iki eğilim, sağdan soldan çatışarak karşı karşıya gelseler, 18 insanın söylediği her şeyde yanıbaşında mutlaka bir gözetleyici bulunur.

19 Ve [sonra,] ölüm kâbusu, kendisiyle beraber [asıl] gerçeği de ortaya koyacaktır -işte bu, [ey insan,] senin her zaman kaçtığın şeydir!- 20 ve [yeniden diriliş] sûru, [sonunda] üflenecektir: işte o, bir uyarının gerçek olacağı Gün'dür.

21 Her insan, [kendi geçmiş] iç dürtüleri ve vicdanı ile ortaya çıkacak, 22 [ve ona,] “Sen,” [denilecek,] “bu [Hesap Günü]nü umursamıyordun, ama şimdi Biz senin (gözündeki) perdeni kaldırdık, bakışın bugün artık daha keskindir!”

23 Ve onun (kişiliğinin) bir parçası: “Her zaman benimle olan işte budur!” diyecek.

24 [Bunun üzerine Allah:] “Atın, atın cehenneme bütün [bu tür] inatçı hakikat düşmanlarını!” diye emredecek, 25 “Bu [her] hayra engel olanları, günahkar saldırganları [ve insanlar arasında] güvensizlik ve şüphe yayanları, 26 Allah'ın yanısıra başka ilahlar edinenleri: o halde atın bunları şiddetli azabın içine!”

27 İnsanın öteki kişiliği: “Yâ Rabbi!” diyecek, “Onun aklını, bilincini kötülüğe bulaştıran ben değilim; [hayır,] ama o [kendi yüzünden] sapıklığa düştü!”

28 [Ve] Allah: “Benim önümde çekişmeyin [ey günahkarlar!]” diyecek, “Çünkü Ben sizi [bu Hesap Günü'ne karşı] uyarmıştım, 29 Benim verdiğim hüküm değişmeyecek; ve Ben kullarıma asla zulmetmem!”

30 O Gün, cehenneme: “Doldun mu?” diye soracağız; o, “[Hayır]” diyecek, “başka yok mu [bana göndereceğin]?”

31 [O Gün] cennet, Allah'a karşı sorumluluk bilinci duyanların görüş sahasına getirilecek ve hiç uzaklaştırılmayacaktır; [ve onlara;] 32 “Size vaad edilen [yer] budur!” [denilecek,] -“Allah'a yönelen ve O'nu her zaman aklında tutanlara [vaad edilen]- 33 insan kavrayışının dışında olduğu halde Rahman'ın ürpertisini duyan ve pişmanlık dolu bir kalp ile [O'na] gelmiş olan [herkese].

34 Bu [cennete] huzur içinde girin; bu, ebedî hayatın başladığı Gündür!”

35 Onlar orada arzu ettikleri her şeye sahip olacaklar, ama (bilsinler ki) katımızda daha fazlası da var.

36 BU[GÜN hakikati inkar ede]nlerden önce -onlardan çok daha güçlü olan- kaç nesli yok ettik: ama [her ne zaman azabımız başlarına geldiyse] yeryüzünde gezginler gibi dolaşıp sığınacak bir yer aradılar.

37 Bunda şüphesiz kalpleri açık olanlar, [yani] uyanık bir zihinle kulak verenler için bir uyarı vardır; 38 ve Bizim gökleri ve yeri ve aralarındaki her şeyi altı devrede yarattığ[ımızı] ve bizi hiçbir yorgunluğun etkilemedi[ğini bilenler için].

39 O HALDE [ey müminler,] onların söyleyebilecekleri her şeye karşı sabırlı olun ve güneşin doğmasından ve batmasından önce Rabbinizin sınırsız ihtişamını yüceltin ve hamd edin; 40 geceleri ve her namazın sonunda O'nun şanını yüceltin.

41 Ve [ölüm] çağrısında bulunan Allah'ın [sizi] yakından çağıracağı o Güne [daima] kulak verin; 42 [ve kendi kendinize düşünün] bütün [insanoğlunun] nihaî çağrıyı gerçekten duyacağı Gün[ü], [ölümden] hayata dönecekleri Günü.

43 Gerçek şu ki, hayat veren ve ölümü getiren Biziz; her yol, Bizim katımızda menziline varır, 44 onlar [Allah'ın hükmüne doğru hızla] koşarken yeryüzünün çepeçevre yarılıp parçalanacağı Gün: bu toplanma, Bizim için kolay olacaktır.

45 Biz onların, [o yeniden dirilmeyi inkar edenlerin] ne söylediklerini iyi biliyoruz; ve sen onları hiçbir şekilde [inanmaya] zorlayamazsın. Ama sen yine de Benim uyarımdan korkabileceklere bu Kur’an aracılığıyla hatırlatmada bulun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder