15 Temmuz 2009 Çarşamba

Bakara; 265

(265) Mallarını Allah'ın rızasını kazanmak ve kalplerindeki (imanı) sağlamlaştırmak için harcayanların hali, yüksek tepede bulu­nan bahçenin hali gibidir. Oraya bol yağmur yağar ve meyveleri iki kat olur. Eğer bol yağmur yağmazsa çisinti olur Allah yaptıklarınızı hakkıyla görendir.

265 nci Ayeti kerimede Allah'ın rızasını kazanmak için mallarını da­ğıtanların durumunu da bir benzetme ile anlatıyor. Allah'ın rızasını kazan­mak için infak edenlerin bir de kendi nefislerinde olan bilginin ve imanın doğruluğunu ortaya koymak için verenler veya Allah (c.c.)'e karşı olan imanlarını güçlendirmek için verenler, yüksek bir yerdeki bahçeye yağan yağmur gibidir. Oraya yağmur şiddetli bir şekilde bolca yağarsa onun rız­kı onun nebatatı iki kat daha bereketli olarak biter ama oraya bolca yağ­mur yağmamış olsa bile çisenti halinde olsa o çisenti ile de o nimet ora­dan meydana çıkar.

İşte müminin vermiş olduğu sadaka da böyledir. Verdiği insana eziyet etmeden bunu yaymadan ve insana hiçbir şekilde başa kakmadan veriyor­sa bu verdiği bereketli bir toprağa ve toprakta yüksek bir yerde ve orada bahçeye düşen bereketli yağmurlar gibidir verdiği ona kat kat sevap ka­zandırır. Ahirette cennette çiçekler bitirir. Az verse bile çisenti halinde verse yine de karşılığını Allah katında alır buyuruyor. Allah sizin yap­makta olduklarınızı görür. Allah (c.c.) ne kadar verirseniz az veya çok verdiğinizi unutursanız da biliyor başa kakarsanız da biliyor. Allah rızası için verirseniz de biliyor insanların rızası için verirseniz de onu biliyor yani amellerinizin daha iyi değerlendirilebilmesi için nimetlerin gayet güzel olması ve veriş şekillerinizde Allah'ın tarif ettiği şekle uygun olması ge­rekiyor.

Allah (c.c.) yine bir misalle onu bize bildiriyor. Hani insanlar çok iyilik yapıyorlar, bir çok talebe yetiştiriyorlar. Bir çok kursun, okulun, köprünün, hanın, hamamın, sosyal tesislerin yapımında bir çok paralar harcıyorlar. Bunlar iyi niyetlerle yapıldığı takdirde mükafatı verilecek­tir. Hiç şüphesiz verilecektir. Çünkü zerre kadar yaptığınız iyilikler zayi olmayacaktır. Hani Zilzal suresinde geçmişti, "kim zerre kadar hayr işler­se onu görecektir". Hani zerreyi tarif ederken lugatlarımızda pencereden güneş içeriye vurduğunda o güneşin olduğu yerde havada küçük zerrecik­ler uçuşurlar işte ona zerre diyor. Simde yeni lugatlara bakacak olursanız zerrenin karşılığı olarak en küçük parça olarak atom demişler. En küçük parça olması nedeniyle yani o kadar bir iyiliğiniz olsa zayi edilmeyecek, karşılığını göreceksiniz, "zerre kadar kötülük de yapacak olursanız onun da karşılığını göreceksiniz" diyor Allah (c.c.) İnsanlar iyiliği yapıyor, iman üzerinde amel üzerinde devam ediyor ama birgün gelip çığırdan çıkıveriyor ve bütün yaptıklarını yıkıveriyor. Allah bu tip insanları şöyle tarif ediyor:

(266) Sizden herhangi birinizin altından ırmaklar akan, hurma, üzüm ve her çeşit meyve bulunan bahçesi olsun ve ona çocukları güç­süzken kendisine ihtiyarlık gelip çatsın, ve o bahçeye içinde ateş bu­lunan kasırga gelip çatsın da kavuruversin ister mi? İşte böylece Al­lah ayetleri açıklar. Umulur ki düşünürsünüz.

4 yorum:

  1. Allah bir kulu sevdi mi, onu dünyadan korur. Tıpkı sizden birinin hastasına suyu yasaklaması gibi.

    YanıtlaSil
  2. Haberiniz olsun, rahat koltuğunda otururken kendisine benim bir hadisim ulaştığı zaman kişinin: "Bizimle sizin aranızda Allah'ın kitabı vardır. Onda nelere helal denmişse onları helal biliriz. Nelere de haram denmişse onları haram addederiz" diyeceği zaman yakındır. Bilin ki, Resulullah (ASM)'ın haram kıldıkları da tıpkı Allah'ın haram ettikleri gibidir"

    YanıtlaSil
  3. Allah bir kuluna hayır murad ettimi onun cezasını tacil edip dünyada verir; bir kulu hakkında da kötülük murad ettimi onun günahlarını tutar, Kıyamet günü cezasını verir.

    YanıtlaSil