5 Temmuz 2009 Pazar

Bakara; 251-252

(251) Allah'ın izniyle onları bozguna uğrattılar. Davut, Calût'u öldürdü. Allah ona yönetimi ve hikmeti (peygamberliği, zebur'u) verdi. Ve O'na dilediğinden öğretti. Eğer Allah insanların bir kısmını diğer kısmıyla savmasaydi yeryüzü fesada uğrardı. Ancak Allah alemlere karşı fazl (lütuf ve ihsan) sahibidir.


(252) İşte bunlar Allah'ın ayetleridir ki biz onları sana doğru ola­rak okuyoruz. Şüphesiz sen peygamberlerdensin.

İyi bir eğitim ve disipline sahip olan ordular, komutanlarına güvenir ve onun emirlerine aynen uyarlarsa başarı sağlarlar.

Talut ordusunu imtihan ediyor. Çok fazla susadıkları bir anda nehirle karşılaşan ordusuna bu nehirden su içmeme emri veriyor. İçenler kaybe­diyor, içmeyenler kazanıyor.

Helal yiyecekleri haram kılma hakkını Allah kimseye vermemiştir. Komutan veya Mürşitlerin yaptıkları haram kılmak değil, duruma göre geçici yasak koymaktır. Bakara 6ıncı ayette Musa (a.s.) Tih sahrasında dünyanın fethi için eğittiği ordusunu bıldırcın eti ve kudret helvasıyla beslerken ordusu soğan, sarımsak, mercimek kabak istemişler de Musa (a.s.) onlara kızmış.

Komutanın emrinde Allah'a isyan olmadığı sürece ona itaat edilecek­tir. Talût'un emrine uyanlar nehri geçip Calût'un ordusunu görünce bir kısmı "Bu gün bizim Calût ve ordusuna karşı gücümüz yetmez" demişler. Ama içlerinde hakiki iman sahipleri tarih içinde Allah'ın izniyle nice az toplulukların çok topluluklara galip geldiğini söylemişler. Kılınçlarını çekip harp düzeni aldıktan fîili duayı yaptıktan sonra Allah'tan sabır, sebat ve yardım istemişler. Davut, kafir komutan Calût'u öldürür, kafirler bozguna uğrar ve yer­yüzündeki fesad önlenir.

Günümüzde bir kısım insanlar kafirlerin askeri, siyasi, ekonomik ve silah gücüne bakarak "Bizim bunlara karşı duracak gücümüz yok" diyor­lar. "Kafirler uydularıyla heryerde hazırlar ve de herşeyi görmekteler ve duymaktalar. Silahlarıyla istedikleri hedefi en uzak yerden vururlar." di­yerek insanımızın cesaretini kemiriyorlar.

Tarih bize göstermiştirki, Roma'nın zalim ordularını Müslüman eden Hz İsa'nın havarileridir. Calût'un ordusunu bir avuç müslüman mağlup et­miştir.

Azlık önemli değil. Önemli olan sabırlı, sebatlı, imanlı, kararlı, bilgi­li, ve cesaretli olmaktır.Bir avuçluk yoğurt yüz kiloluk sütün içine atılınca sütü bir gecede yoğurt yapar. Biz müslümanlar Rahmet peygamberinin rahmet ümmeti­yiz. Dünya insanının iman mayasıyız. Biz bozulmazsak bu maya tutar. Silahı tutan bilektir. Bileği yönlendiren yürektir. Yüreği etkileyecek Al­lah kelamı da bizim gönüllerimizde imandır. Yeter ki bu Allah kelamını kafirlerin yüreğine ulaştıralım.

Bu ayetler bize dûa yapmanın yolunu da öğretiyorlar. Kılıçlar çekilip harp düzeni aldıktan sonra Allah'tan yardım isteniyor. Korkudan kapıla­rı pencereleri kilitledikten sonra evin içinde "Ya Rabbi düşmanları kah­ret" diye dûa etmek, evlenmeden çocuk istemek gibi, Tarlaya tohum at­madan buğday istemek gibidir.

25inci ayet harplerin niçin yapılacağımda açıklar. Yeryüzünden fe­sadın bozgunculuğun kaldırılması için harp edilmelidir. Zulüm, işkence, fitne, dinden döndürme ve islam dinini engelleme faaliyetlerini ortadan kaldırmak için harbedilir.

Hac suresinin 40 ncı ayetinde eğer Mümin insanlar kafirleri engelle­memiş olsalardı Havraların, Sinagogların, Manastırların, Kiliselerin ve Mescidlerin yıkılıp yok olacağını haber verir Rabbimiz.

3 yorum:

  1. Resulullah (sav) buyurdular ki: "Birbirinize, Allah`ın laneti, Allah`ın gadabı ve cehennem temennisiyle bedduada bulunmayın."

    YanıtlaSil
  2. Resulullah (sav)`a: "Ey Allah`ın Resulü! Müşriklere beddua et, onları lanetle!" denilmişti. Şu cevabı verdi: "Ben rahmet olarak gönderildim, lanetleyici olarak değil!"

    YanıtlaSil