6 Temmuz 2009 Pazartesi

Bakara; 253-254

(253) İşte bu peygamberlerin bazısını bazısına üstün kıldık. On­lardan bazısıyla Allah konuştu. Bazısının da derecelerini yükseltti. Meryem oğlu İsa'ya belgeler verdik, ve onu Ruhul- Kudüsle destek­ledik. Eğer Allah dileseydi o peygamberlerden sonrakiler kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra birbirlerini öldürmezlerdi. Fakat ay­rılığa düştüler, kimi iman etti kimi kafir oldu. Allah dileseydi birbir­lerini öldürmezlerdi. Ancak Allah dilediğini yapar.

Peygamberleri kulları arasından seçen Allah'dır. Onları birbirine üs­tün kılan da odur. Bize düşen görev hiçbir ayırım yapmadan bütün pey­gamberlere iman etmektir. Bakara suresinin en son iki ayetinde her yatsı namazından sonra okuruz ve "Allah'ın peygamberleri arasında ayırım yapmayız" deriz.

Mevlana Mesnevi'sinde peygamberler arasındaki üstünlükleri anlatır­ken "peygamberler aynı kaynaktan gelen sular gibidirler sular aynı ama kaplar değişik.

Buhari ve Müslim'in rivayet ettiği bir hadise göre bir yahudi ile bir müslüman, Hz. Musa büyüktü, yok Hz. Muhammed büyüktü diye müna­kaşa çıkmış, durum efendimize bildirilince "Beni diğer peygamberlere üstün tutmayın" demiş. Bir rivayettede "Peygamberler arasında üstünlük yansı yapmayın" buyurmuş.

İnsanlar arasındaki harpler, darplar peygamberlerin getirdiği Allah kelamında ihtilafa düşmelerindendir. Eğer insanlık harplere, zulümlere, işkencelere, terörlere son vermek isterlerse insanlığı İslam'la tanıştırmala­rı gerekir.



(254) Ey iman edenler, alışverişin, dostluğun ve aracılığın fayda vermediği gün gelmeden önce size verdiğimiz rızıkdan dağıtın. Kafir­ler zalimlerin ta kendisidir.

"Karnım tok sırtım pek" diyenler. Rüşvetle şahsi dostluklarla haksız­ken haklı çıkanlar. Aracılar eliyle köşe dönenler, bilinki kıyamet gününde alışveriş, makam, rüşvet, aracı dostlar size fayda vermeyecektir. O gün gelmeden aklınızı başınıza alın. Helalinden kazanın ve Allah'ın verdikle­rini Allah'ın kullarına dağıtın.

"Size rızık olarak verdiklerimizden infak edin" buyuruyor. Demek ki sahip olduğumuz herşey Allah'ın bize verdiğidir. Hiç yokken meni olarak ana rahmine düştük. Orada ete kemiğe dönüştük. Dünyaya geldiğimizde hiç bir şeyimiz yoktu. Anneden süt verdi. Üzerimize elbise giydirdi. Mal mülk evlat verdi. Göz verdi gönül verdi.

Biz bu verilenlerden başkalarını da faydalandıracağız. Verilen ilmi Öğreteceğiz, verilen malı dağıtacağız. Allah bir insana kırk altın verdikten sonra "şu kırk altının birini zekat olarak şu fakire, yolcuya, borçluya, mü­cahide ver diyor. Ama insan cimrilik yapıyor. Malın şükrü onu Allah'ın kullarına zekat ve sadaka olarak vermektir. Yoksa cimrilik yapıp sonrada elinde tesbihle "çok şükür" diyenlerinki şükür değildir. Allah'ın nimetleri öyle çok ki dille onun şükrünü yerine getirmek mümkin değil. Şair:

"Dilde kudret nerden olsun nimeti can şükrüne

Bin dilim olsa yetişmez bir dilim nan şükrüne"

yani bin tane dil bir dilim ekmeğin şükrünü yerine getiremez.

Bu dünyada yaptıklarınızın karşılığını bulacaksınız Ahirette. Hayırsa hayır. Şerse şer bulacaksınız.

Yoksa evlatların çokluğu ekonomik gücünüz, yandaşlarınız size hiç­bir fayda vermeyecektir. Anne babanızın, evlad ve arkadaşınızın sizden kaçacağını haber verir Rabbimiz.

Maymunu yavrusuyla beraber kazanın içine koymuşlar. Altından ateş yakmışlar. Kazan ısınınca maymun yavrusunu kucağına almış. Ate­şin şiddeti artınca ayaklarının birini kaldırıp ötekini koyuyor. Dayanılmaz hale gelince yavrusunu ayaklarının altına koyup üstüne çıkıyor. Herkesin can derdine düştüğü o günden sakının, nimetlerinizi paylaşmasını bilin.

" Kafirler zalimlerin ta kendisidir" Allah böyle buyurmuş. "Zalim­ler kafirlerin ta kendisidir" dememiş. Yoksa halimiz ne olurdu. Her kafir zalimdir. Ama her zalim kafir değildir. Kafirin zalim olduğunu günümüzde apaçık görüyoruz. Amerikan dışişleri bakanı hangi geri kalmış ülkeyi zi­yaret etmişse hemen ikinci gün o ülkede iç harp başlıyor, veya komşula­rıyla silahlı çatışma başlıyor. Kan ve gözyaşı ortalığa akmaya başlayınca silah tacirleri oraya gönderiliyor ve ellerindeki ekmek paralarını alıp silah veriyorlar.

Kendi evladını imansız yetiştirerek elleriyle cehennem ateşine iteleyiverecek insandan daha zalim kim olabilir?

Bu dünyada çocuğunu ateşe atıp yakan baba basında "canavar zalim baba" diye anılır. Mahkemelerde en şiddetli ceza verilir. Peki kafir, yav­rusunu cehhenneme hazırlarken zalim olmuyor mu?

3 yorum:

  1. Mü'minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar.

    YanıtlaSil
  2. Allah'a ve ahiret gününe imân eden kimse, komşusuna eziyet etmesin. Allah'a ve ahiret gününe imân eden misafirine ikramda bulunsun. Allah'a ve ahiret gününe imân eden kimse, ya hayır söylesin veya sussun.

    YanıtlaSil