30 Mayıs 2013 Perşembe

Neml Suresi 48-53 Âyetleri S. Kutub Tefsiri

48- O şehirde, toplumda sürekli kargaşa çıkaran, hiç bir bozukluğu düzeltmeye yanaşmayan dokuz tane elebaşı vardı.

49- Bunlar "Bir gece Salih'in evini basarak kendisini ve ailesini öldürelim, sonra da güvenliğini üstlenen akrabasını `Onun ailesinin öldürülme olayından haberimiz yok, kesinlikle doğru söylüyoruz' diyelim " diye aralarında Allah adına and içtiler.


Bu dokuz kişinin kalpleri bozgunculuk ve bozukluk ile dolup taşmıştır. Artık orada düzelme ve düzeltme için hiçbir yer kalmamıştı. Onun için Hz. Salih'in çağrısından ve davasından rahatsız oldular. Kendi aralarında bir komplo hazırladılar. Hayret ki onlar kötü olduğu kadar çirkin de olan bu planlarını yaparken birbirlerini Allah'ın adına yemin etmeye çağırıyorlar! Bu çirkin plan da, kendilerinin sadece Allah'a kul olmaya çağırmaktan başka suçu olmayan Hz. Salih ve ailesinin gece karanlığında öldürülmesiydi.

Bu yüzeysel bir oyun ve basit bir tuzaktır. Ne var ki, onlar kendilerini bununla tatmin ediyorlar. Yalanlarının kılıfını hazırlıyorlar. Onları böyle bir yalana iten sebep Hz. Salih'in ve ailesinin kan davasını güdecek olan akrabalarından kurtulmaktı. Evet, bu tip insanların doğru sözlü olduklarını lanse etmeye bu kadar özen göstermeleri hayret vericidir doğrusu! Fakat insanın içi, kalbi saptırmalar ve çelişkilerle doludur. Özellikle insan doğru yolu çizen imanın aydınlığı ile yolunu belirlemediğinde bu saplantı ve çelişkiler daha da yoğunlaşır.

Böyle planladılar. Ve bu şekilde tuzak kurdular ama yüce Allah onları gözetliyordu. O kendilerini gördüğü halde onlar O’nu görmüyorlardı. Onlar farkında değilken O planlarını biliyor, tuzaklarını seyrediyordu.


50- Böylece onlar bir tuzak kurdular. Fakat Biz de onlara, farkında olmadıkları bir tuzak kurduk.


Bu tuzak nere o tuzak nere? Bu plan nerde o plan nerde? Bu güç nere o güç nere?

Zorba iktidar sahipleri ellerindeki güç ve tuzaklara ne de çok güvenir, onlarla kendilerini aldatırlar. Ama her şeyden haberdar olan ve her şeyi gören Yüce Gözetleyiciden gafildirler. Bütün işlerin dizginini elinde bulundurup onların hepsini kıskıvrak yakalayan Yüce Güçten habersizdirler.


51- Şimdi bak bakalım, onların tuzaklarının sonu nice oldu? Biz onları ve soydaşlarını hep birlikte yok ettik.

52- İşte enkaz yığınına dönüşmüş evleri!.. Sebep zalimlikleridir. Hiç kuşkusuz Allah'ın değişmez yasasını bilenlerin bu olaydan alacakları dersler vardır.


An diye ifade edilen bir zaman dilimi içinde yıkılış ve yok oluş olup bitiyor. Evler boşalıyor, bütün bir yurt bomboş ve ıpıssız bir harabeye dönüyor. Hâlbuki onlar surenin bir önceki ayetinde plan yapıyor, tuzak kuruyorlardı. Ve tuzaklarını gerçekleştirmeye güçlerinin olduğunu sanıyorlar!

Bu olaydan hemen sonra hızlı bir şekilde olayın sergilenişi anlatımın içinde amaçlı olarak verilmiştir. Ta ki her şeye son veren kesin ve ani yakalayışın şiddeti ortaya konsun. Kendi güçlerine aldananlara, kudretin yakalayış şiddeti... Kendi tuzaklarının sağlamlığı ile övünen düzenbazlar karşısında mağlup düşmeyen planlamanın yakalayış şiddeti sergilensin.

"Hiç kuşkusuz Allah'ın değişmez yasasını bilenlerin bu olaydan alacakları dersler vardır."

Surenin kıssalardan sonra gelen yorumların üzerine yoğunlaştığı konu ilimdir.

Kıskıvrak yakalama sahnesinden sonra Allah'tan korkan ve O'nun ilkelerine aykırı düşmekten sakınan mü'minlerin kurtuluşundan söz ediliyor.


53- Buna karşılık mü'minleri ve Allah'ın yasalarını çiğnemekten sakınanları yok olmaktan kurtardık.


Kutsi bir hadiste de belirtildiği gibi, Allah'tan korkan adamı yüce Allah diğer korkulardan korur. O iki korkuyu birden yaşamaz.

Hz. Lût'un kıssasının bu kesiti sonraki ayetlerde özet halinde verilecek. Burada kavminin Hz. Lût'u sürgün etmek isteyişleri ortaya konuyor. Çünkü o, kendilerinin açıkça toplanarak, tanışarak ve anlaşarak yaptıkları çirkin davranışlara karşı çıkıyor. Kadınları bırakıp erkeklere gitmekle yüce Allah'ın insanları hatta tüm canlıları kendisi üzerine yarattığı fıtrata ters düşmelerine, cinsel sapıklığa yönelmelerine göz yummuyor.

Lût kavminin bu sapıklığı, insanlık tarihinde meydana gelen akıl almaz olaylardan biridir. Bazen psikolojik hastalıklar veya geçici bazı durumlar nedeniyle birkaç kişi böyle bir sapıklık içine düşebilir. Erkekler hem cinslerine gitmeye eğilim gösterebilirler. Bu tür olaylar çoğunlukla kadınların bulunmadığı, askeri kışlalarda veya cinsel duyguların baskı altında tutulduğu hapishanelerde meydana gelir... Ama kadınların varlığına ve onlarla evliliğin kolaylığına rağmen böyle sapıklıkların bütün bir ülkede yayılıp toplumda gelenek haline gelmesi ile insan toplulukları tarihinde meydana gelen gerçekten hayret verici bir olaydır.

Yüce Allah, bir cinsin karşı cinse eğilim duymasını fıtrata yerleştirmiştir. Zira O, hayatın tamamını iki cinsin çiftleşmesi ilkesi üzerine kurmuştur. Yüce Allah buyuruyor ki, "Toprağın yetiştirdiği bitkileri, kendilerini ve daha bilmedikleri nice canlıların tümü çiftler halinde yaratan Allah noksanlıklardan münezzehtir.” (Yasin Suresi, 36) Bitkilerden tutun da, insanlara hatta insanların bilmediği pek çok yaratıklara varıncaya kadar bütün canlıları çift olarak yaratmıştır. Çift olma özelliği sadece canlıların değil bütün bir evrenin oluşumunda köklü bir özellik olarak ortaya çıkmaktadır. Atomun kendisi bile elektronlardan ve nötronlardan oluşmaktadır. Yani artı yüklü ve eksi yüklü elektronlardan meydan gelmektedir. Atom ise, şu ana kadar keşfedilen ve bütün yaratıklarda bulunan en küçük birimdir.

Nereden bakarsak bakalım, değişmeyen gerçek, canlıların çift olma ilkesine dayandığıdır. Hatta dişi-erkek cinsleri bulunmayan varlıkların bile dişilik ve erkeklik hücreleri kendi bünyelerinde ve onlar da bu hücrelerin buluşması ile çoğalmaktadır.

Yaradılış yasasında çift olma hayatın ilkesi olduğundan yüce Allah iki eş arasındaki çekiciliği, cazibeyi fıtrata yerleştirmiştir. Öyle ki bu çekim için ayrıca bir eğitime gerek yok. Düşünmeye bağlı değil. Bunu da, hayatın fıtrattaki itici gücü ile yoluna devamını kolaylaştırmak için yapmıştır. Canlılar, fıtratın isteklerini gerçekleştirmekten zevk alırlar. Planlayıcı, kudret sahibi olan Allah da onların bünyelerine yerleştirdiği zevklerin ötesinde dilediğini gerçekleştirir. Hem de onlar farkında olmadan ve başkasının yönlendirmesine ihtiyaç duymadan. Yüce Allah, kadınların organları ile erkeklerin organlarını, her iki tarafın eğilimlerini bu iki cinsin buluşarak zevk alacakları biçimde yaratmıştır. İki erkeğin organların da ve eğilimlerinde ise böyle bir şey yoktur.

Bu nedenle hiçbir zorlayıcılığı olmadığı halde toplumun, fıtri zorunluluğun dışında bir yön tutturması, Lût kavmi örneğinde olduğu gibi, toplu haldeki fıtri bozulmanın akıl almaz bir örneğidir.


Hz. Lût, işte böyle bir tepki ve şaşkınlık ile toplumunun bu çirkin sapmasına karşı koymuştur!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder