53. SİZİN İÇİN
yeryüzünü bir beşik yapan, [hayatınızı kolaylaştırmak için] onun üzerinde
yollar açan, gökten su indiren ve onunla (topraktan) türlü türlü bitki çıkaran
O'dur;
54. (bu,) hem sizin [o
toprağın ürünleriyle] beslenmeniz, hem de hayvanlarınızı otlatmanız (içindir).
Şüphesiz, bütün bunlarda akıl sahipleri için çıkarılacak dersler vardır.
55. (şöyle ki:) sizi
yerden yarattık; yine ona döndürecek ve sonra ondan tekrar diriltip
çıkaracağız.
56. GERÇEK ŞU Kİ, Biz
Firavun'u mesajlarımızın hepsinden haberdar kıldık; ama o bunları yalan saydı
ve kabule yanaşmadı.
57. [Firavun:] “Ey Musa!”
dedi, “Sen sihrinle bizi yurdumuzdan çıkarmaya mı geldin?
58. Madem öyle, biz de
sana mutlaka bunun gibi bir sihirle karşılık vereceğiz! O halde şimdi,
aramızda, uygun bir yerde -katılmaktan bizim de, senin de caymayacağımız- bir
buluşma günü tayin et!”
59. Musa: “Bayram günü olsun,
buluşma gününüz; ve (o gün) kuşluk vaktinde ahali toplansın” diye cevap verdi.
60. Bunun üzerine Firavun
[danışmanlarıyla görüşmek üzere] çekildi, kuracağı düzeni kurup tasarladı ve
günü gelince [buluşma yerinde] boy gösterdi.
61. Musa onlara: “Yazıklar
olsun size!” dedi, “Allah'a karşı (böyle) yalan uydurmayın; yoksa O müthiş bir azapla sizin kökünüzü kazır;
zaten [böyle] bir yalan uyduran kimse baştan kaybetmiş demektir!”
62. [Firavun ve adamları]
yapacakları şey konusunda aralarında tartıştılar, fakat konuşmalarını gizli
tuttular;
63. şöyle diyorlardı
[birbirlerine]: “Bu iki sihirbaz sihir yoluyla sizi ülkenizden çıkarmak ve
geleneksel yaşama tarzınızı ortadan kaldırmak istiyorlar.
64. Bunun içindir ki, [ey
Mısırlı sihirbazlar] düzenleyeceğiniz oyuna iyi karar verin ve tek bir güç
olarak boy gösterin; çünkü, bugün üstün gelen gerçekten başarmış olacaktır!”
65. [Büyücüler] Musa'ya:
“Ey Musa!” dediler, “[önce] sen mi atacaksın [asânı], yoksa ilk atan biz mi
olalım?”
66. [Musa:] “Hayır, [önce]
siz atın!” karşılığını verdi. Ve derken onların ipleri ve asâları, yaptıkları
sihir marifetiyle, o'na hızla akıyorlarmış gibi göründü;
67. öyle ki, bu yüzden
Musa'nın içinde bir korku belirdi.
68.
[Fakat o'na:] “Korkma!” dedik, “Sonunda üstün gelecek olan sensin!
69. [Şimdi] sağ elindeki
[asâyı] at, bu [senin attığın] onların düzenlediği her şeyi yutacaktır: [çünkü]
onların bütün yaptığı sihirden ibaret; ve
zaten sihirbaz, hangi amacı güderse gütsün, asla başarıya ulaşamaz!”
70. [Ve sonuç Musa'ya
bildirdiğimiz gibi oldu,] bunun üzerine büyücüler saygıyla hemen yere
kapandılar; ve “Biz artık Musa ile
Harun'un Rabbine inanıyoruz!” diye çığrıştılar.
71. [Firavun:] “Ben size
izin vermeden mi o'na inandınız?” dedi, “Mutlaka size sihirbazlığı öğreten
ustanız o olmalı! Ama bu ihanetinizden ötürü, hiç şüpheniz olmasın, çoğunuzun
ellerini ayaklarını kesivereceğim; ve yine hiç şüpheniz olmasın ki, pek
çoğunuzu da hurma kütüğüne asacağım ki, böylece hangimizin azapta daha zorlu ve
daha sürekli olduğunu iyice anlayasınız!”
72. Berikiler: “Bize gelen hakkın apaçık belirtilerini ve
bizi yaratan varlığı bırakıp asla seni tercih edecek değiliz! Artık
(hakkımızda) nasıl bir yargıda bulunacaksan bulun: sen ancak bu dünya hayatında
[geçerli] yargılarda bulunabilirsin!
73. Bize gelince, açıkçası
biz, hatalarımızı ve bize sihir alanında zorla yaptırdığın şeyleri bağışlaması
umuduyla Rabbimize inandık: çünkü Allah
[umut bağlananların] en hayırlısı ve en kalıcısıdır”.
74. KİM Kİ [Hesap Günü] Rabbinin huzuruna günahkârca davranışlar üzere
çıkarsa, bilsin ki, onu cehennem beklemektedir: orada ne ölür, ne de hayata
kavuşur.
75. Oysa, [Rabbinin
huzuruna] dürüst ve erdemli davranışlar ile mümin olarak çıkan kimseye gelince,
[öte dünyada] en yüksek makamlar işte böylelerinin olacaktır:
76. içlerinde sonsuza
kadar yaşayacakları, vadilerinde derelerin, ırmakların çağıldadığı âsûde
hasbahçeler!.. İşte budur, kendini arındıranları bekleyen karşılık.
77. VE GERÇEK ŞU Kİ,
[zamanı gelince] Musa'ya: “Kullarımla beraber geceleyin yola çık ve onlara
denizin ortasında kupkuru (güvenli) bir yol tutuver; arkanızdan yetişirler diye
korkup kaygılanma” diye vahyettik.
78. (Musa
İsrailoğulları'yla beraber yola koyulunca) Firavun, ordularıyla onların peşine
düştü, ama sonunda onları içine alıp boğması mukadder olan deniz onları
yutuverdi.
79. Çünkü Firavun halkını
saptırmış ve [onlara] doğru yolu göstermemişti.
80. Ey İsrailoğulları!
[Böylece] sizi düşmanınızın elinden kurtardık ve [sonra] Sina Dağı'nın sağ
yamacında sizinle bir andlaşma yaptık; ve size kudret helvası ve bıldırcın
indirdik;
81. [ve şöyle dedik:] “Size rızık olarak verdiğimiz temiz ve hoş şeylerden
yiyin ama bunda ölçüyü aşmayın; yoksa, gazabıma uğrarsınız; Benim gazabıma
uğrayan kimse, bilin ki, gerçekten kendini bütünüyle yıkıma sürükleyen
kimsedir!”
82. Bununla birlikte, yine unutmayın ki, pişman olup doğru yola dönen,
imana erişip dürüst ve erdemli davranışlar ortaya koyan ve bundan sonra da
doğru yolda yürüyen kimse için gerçek bağışlayıcı Benim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder